Archive for ilaç

Zayıflama İlaçları

Kilo Kaybı İçin Sihirli Haplar

Bizler genelde kilo vermek için mümkün olan en çabuk ve en kolay yolları arar dururuz. Bu sayede büyüklüğü yüzlerce milyarlar doları bulan bir sektör gelişmiştir: Diyet ilaçları ve diyet yiyecekleri sektörü. Ancak bizlere sunulan bu ürünler işe yarıyor mu ve daha da önemlisi bu ürünler sağlığımıza zarar verebilir mi ? Halen zayıflamak için diyet yapanlara yardımcı olmak amacı ilekullanılan 5-6 tane popüler ilaç bulunmaktadır. Bunların yanı sıra yiyecek gibi veya yiyecek yerine tüketilerek zayıflatacağı söylenen çok sayıda ürün bulunmaktadır. Kilo fazlası olanların bir kısmı zayıflama ürünlerini kullanırken, çoğunluk kendince bazı yöntemler denemekte ve çok azı ilaç kullanmaktadır.

Şişmanlık (obezite) kronik bir hastalık olarak kabul edilebilir ve diğer kronik hastalıklar gibi dereceleri vardır. Obesitenin derecesi de Vücut Kitle İndeksi(VKİ) ile hesaplanır (hesaplamak için tıklayın).

Sonuçta çıkan VKİ sayınız ne kadar yüksek ise şişmanlığa bağlı gelişebilecek bir hastalığa yakalanma şansınız o kadar fazladır.

VKİ değeri 30 veya üzerinde çıkanlar, zayıflama ilacı kullanma gereksinimi olan kişilerdir denilebilir. Veya VKİ sayınız 27 ve üzerinde ise ve şişmanlıkla ilişkili olabilecek bir hastalığınız varsa (şeker hastalığı, hipertansiyon gibi) yine zayıflama ilacı kullanmanız gerekebilir.

Zayıflama ilaçları arasında en çok kullanılanlar Reductil(=Meridia) ve Xenical(=Orlistat) dir. Her iki ilacın da etki mekanizmaları son derece farklıdır veher biri beraberinde yan etkilerle gelmektedir. Her iki ilaç da zayıflamaya yardımcı olabilecek etkilere sahiptirler, ancak her ikisi de aradığımız SİHİRLİ HAPLAR DEĞİLLERDİR.

Reductil
Reductil iştah kesici değildir, ancak beyinde bulunan iştah kontrol merkezleri üzerinde etisi vardır. Beyne etkisi diğer birçok antidepresan (depresyonu ortadan kaldırıcı) ilaçlar gibidir.

Reductil, kişide kontrol duygusu oluşmasına neden olur. Konunun otörleri reductil in özellikle sürekli açlık hisseden ve yiyecek düşünmekten kendini alıkoyamayanlar için ideal olduğunu belirtiyorlar. İlacı üreten firmaya göre ilacın kullanılmaya başlandığı ilk ay sonunda en az 2-2.5 kg kilo kaybı beklenebilir.

Reducti in yan etkileri genellikle hafiftir ve ağız kuruluğu, kabızlık, uykusuzluk ve baş ağrısı yapabilir. Bazılarında reductil alımı ile birlikte tehlikeli derecede tansiyon artışı saptanmıştır, bu nedenle ilk bir kaç aytansiyonunuzun kontrolü gerekebilir.

Tansiyon problemi olan kişilerin reductil alması zararlı olabilir,denilmektedir. Ayrıca 16 yaşın altındaki çocuklar, antidepresan ilaç kullananlar ve migren ilacı alanların da reductil almaması önerilmektedir.

Xenical (Orlistat)
Orlistat, yiyeceklerle alınan yağların üçte birinin barsaklar tarafından emilmesini engellemektedir. Emilmeyen üçte iki yağ barsaklar tarafından dışkıile atılmaktadır.

Orlistatın hoş olmayan yan etkileri gaz oluşumunun artışı, sık dışkılama, ishalve yağlı dışkıdır. Yine uzmanlara göre, bu yan etkiler zaman içerisinde azalmaktadır, ancak zaman içerisinde fazlaca yağ yenilen herhangi bir durumdayan etkiler tekrar artabilir.

Üretici firma, az kalorili diyete devam eden ve orlistat kullanan kişilerin bir yılda ortalama olarak 6.5-7 kg zayıfladıklarını oysa sadece düşük kalorili diyetle beslenenlerin ortalama bir yılda 2.5-3 kg zayıfladıklarını iddia etmektedir. Yağların üçte bir emilmeden atılacağından, bu ilacı kullananların ilave olarakyağda çözünen vitaminleri (A, D, E ve K vitaminleri ve beta karoten) almalarıönerilmektedir.

Spastik kolon (irirtabıl barsak sendromu) gibi sindirim problemleri olanların orlistat kullanmamaları önerilebilir.

Bu ilaçlar aradığımız kolay ve çabuk çözümler mi ?

Bazı uzmanlar diyet haplarının yeterince çabuk ve kolay çözümler olduğunu ve zayıflamak isteyenlerin mucize beklentisi içerisinde bulunmamaları gerektiğini söylüyorlar.

Farklı düşüncede olan bazı uzmanlarsa tüm bu ilaçların az miktarda etkiye sahip olduğunu ve en iyi çalışma sonuçlarına göre bile bu ilaçlarla ancak kilonuzun %10 unu verebileceğinizin saptandığını belirtiyorlar; ayrıca bu ilaçların kullanımına son verildiğinde tekrar kilo almaya başlayabilirsiniz diye ekliyorlar.

Ve unutulmaması gereken bir nokta bir ilaç alıyorsanız az veya çok yan etkisinin de olacağını uznutmayın ve daima dikkatli olun.

Ancak tüm uzmanların birleştikleri bir ortak nokta var: zayıflama ilaçları kişinin hayat tarzlarını değiştirme isteklerine ne kadar çok katkı sağlayabiliyorsalar o kadar iyidirler. İlaçlar kilo vermenizi daha kolay vekontrol edilebilir bir hale getirebilirler, ancak en iyi ilaç bile sadece ve sadece sizin kilo verme girişimlerinize yardımcı olabilir, siz çabaharcamadıkça ilaçlar tek başlarına sizi zayıflatamazlar.

Yazar: –

Comments (26)

YAZILI İNSANLIK TARİHİNDEKİ İLKLER

İlk yazı : Sümerler tarafından çivi yazısı olarak M.Ö.4000’lerde kullanılmıştır.

İlk yazılı belge : İ.Ö.3000’lerde sümerler tarafından yazılmıştır. Söz konusu belge, Sümerlerin Uruk şehrinde ekonomi ve yönetimle ilgili resimli yazıyla yazılan binlerce kil tablettir.

İlk okul : İ.Ö. 3000 yıllarında yazı yazmanın resmen öğretildiği okullar oluşturulmuştur. Ülkenin özellikle tapınak ve sarayın ekonomik ve yönetsel gereksinimlerini karşılayacak yazmanların yetiştirilmesi amacıyla kurulmuştur.Bu okullarda mesleki eğitim verilmiştir. Bu okullarda görülen dersler : Tanrı bilimi, bitki bilimi, hayvan bilimi, maden bilimi, coğrafya, matematik, dilbilgisi, dil bilimi, kültür ve bilim. Eğitim sistemi dinden bağımsız. Paralı , zorunlu olmayan okul sistemi söz konusuydu. Erkek çocuklarına yönelik eğitim verilmekteydi.

İlk ders kitapları : Sümerliler tarafından İ.Ö. 2500’lerde yazılmıştır.

İlk siyasal meclis : İ.Ö. 3000’lerde sümerliler tarafından oluşturulmuştu. Siyasal meclis, alt ev (savaş meclisi) ile ihtiyarlar meclisi (senato) olarak iki bölümden oluşmaktaydı.

İlk yazılı toplumsal reform : Sümerliler tarafından İ.Ö. 2400’lerde yoksulluğa karşı sümer kent devleti olan Lagaş’ta yapılmıştır.

Yazılı ilk rüşvet örneği : İ.Ö. 2000’lerde sümerlerde bir öğrencinin öğretmenine aldığı hediyedir.

İlk tarihçiler : İ.Ö. 2500’lerde Sümerlilerin lagaş kentinde yaşamışlardır. Tanrılara iyi görünmek dürtüsü ile yaşadıkları sürecin tek olayını kısa biçimde kil tabletlere yazmışlardır.

Bilinen ilk yazılı yasa : Sümer 3. Ur Hanedanı Ur-Namu tarafından İ.Ö. 2050’lerde yazılmıştır. Bu yasada, Kısasa kısas ceza ve yargılama sistemi yerine para cezası söz konusuydu.

Bilinen ilk ilaç formülleri kitabı : İ.Ö. 3000 yıllarının sonlarına doğru Sümerli bir hekim tarafından yazılmıştır. İlaçların ana maddeleri : bitkisel, hayvansal ve madenseldir. ilaçlar, merhem ve sıvı ilaçlardır. Bu kitapta hangi ilacın hangi hastalığa iyi geldiği, ilacı oluşturan maddelerin hangi ölçülerde katılacağı belirtilmemiştir.

İlk çiftçilik el kitabı : İ.Ö.3500’lerde sümerli bir çiftçinin, oğluna bir yıl içinde gerçekleştirilecek olan tarımsal etkinliklerde kılavuzluk etmesi amacıyla verdiği talimatları içerir.

lk yazılı atasözleri ve özdeyişler : İ.Ö. 1000’lerde sümerliler tarafından kaleme alınmıştır. Örnekler : Seni suya koysalar, suyu kirletirsin. Yoksul için ölmek, yaşamaya yeğdir.

İlk yazılı hayvan fabları : Sümerler tarafından yazılı hale getirilmiştir. Bulunan kil tabletlerden 64 farklı hayvan türünün yaşamıyla ilgili toplam 264 fabl ortaya çıkarılmıştır.

İlk yazılı kütüphane kataloğu veya kitap listesi : Sümerler tarafından toplam 87 eserin listelendiği 2 ayrı kil tablet bilinen ilk kitap listesinin sümerliler tarafından yazılı hale getirildiğini kanıtlamıştır. Eserlerin içerikleri esas alınarak başlıklar oluşturulmuştur.

İlk yazılı dinsel ağıt : Akad hanedanı Sargon tarafından sümer kent devletlerinin işgal edilmesi ile birlikte sümerli şairler arasında ağıt türü gelişmiş ve yaygınlaşmıştır. Ancak elimize geçen ilk yazılı dinsel ağıt Ur’un elamlılar tarafından işgal edilmesinden sonra Ur ve Nipur’un başına gelen acı yazgı üzerine yazılan acılı ağıtlardan oluşan şiirdir.

Yorum Yapın

Şifalı Bitkiler

ADAÇAYI:
Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.

AHUDUDU:
Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.

ANASON:
Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.

ASMA:
Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.

AVOKADO:
Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.

AYRIKOTU:
İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir.

AYVA:
İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.


B

BADEM:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

BAKLA:
İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.

BAMYA
Halsizliğe karşı bire bir. 100 gram bamya günlük magnezyum (hücrelerin enerji depolamasına yarayan madde) ihtiyacımızın üçte birini ve yüzde 10’dan daha fazla miktarda ise günlük demir (akyuvarların vücut içinde oksijen taşımasını sağlıyor) ihtiyacımızı karşılıyor.

BEZELYE:
Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.

BROKOLİ:
Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.
Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan ‘indole’ adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.

BUĞDAY:
Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.

C

CEVİZ :
Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır. Bitki bilimcilere göre bol miktarda A, B1, B2, C, E ve K vitaminleri ile Chinon Juglon adlı aktif madde içeren cevizin hem içi, hem ağacının kabukları hem de yaprakları pek çok sağlık sorununa iyi geliyor.
Her sabah kahvaltıda bir miktar ceviz içi yenmesinin zekayı geliştirdiğini belirten uzmanlar, yeşil ceviz meyvelerinin kabukları kaynatılarak içildiğinde erkeklerde cinsel gücü artırdığını belirtti.
Vücudu besleyip güçlendiren cevizin yararlarından bazıları şöyle sıralanıyor:
• Nasırlar üzerine konulan ceviz yağı zamanla bunların yok olmasını sağlar.
• Taze dalların kabukları ve meyvelerinin kabukları ile karıştırılıp kaynatılarak elde edilen sıvı mideyi kuvvetlendirir.
• Ceviz yapraklarından yapılan çay iştah açar, mideyi kuvvetlendirir, boğaz hastalıklarına iyi gelir.
• Bir miktar ceviz yaprağı banyo suyuna karıştırılırsa cilt hastalıklarına iyi gelir.
• Ceviz yaprakları pişirilerek çıbanların üzerine sarılırsa iyileşmesini sağlar.
• Ceviz yağı yüz lekelerinin üzerine sürülüp masaj yapılırsa lekeler yok olur.

ÇAMFISTIĞI:
Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.

ÇEMEN:
Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.

ÇİLEK:
Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Çilek C vitamini ihtiyacını karşılar. Ayrıca bol miktarda potasyum içerir ve lifli besinler arasında önemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, çileğe şeker ilave etmemek şaartıyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.

ÇÖREKOTU:
İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser.

D

DEFNE:
Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını dindirir.

DENİZ KADAYIFI:
Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.

DENİZ YOSUNU
Metabolizmanın işleyişini hızlandırıyor. Troid hormonundaki dengesizlikleri engellen maddelir içeren su yosunu, metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca, B vitamini, kalsiyum ve çinko içeren yosun; deriye, tırnaklara ve saça karşı etkili.

DEVEDİKENİ:
Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.

DOMATES:
Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Kalp hastalıklarına ve prostat kanserine karşı etkili. ‘Beta karotin’e yakın olan likopen içeriyor. Likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan maddeler arasında yer alıyor. Araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttığını gösterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, diğerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az

DUT:
Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.

E

EBEGÜMECİ:
Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.

ELMA:
Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.

ENGİNAR:
Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.
Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir.
Enginarın içinde bulunan Silymarin maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtti.
Enginarın içinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulunduğu, bu sebzeyi bol miktarda tüketenlerin, bulundukları yaşın daha altında gösterdikler

F

FESLEĞEN:
Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.

FINDIK:
Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.

G

GELİNCİK:
Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.

GREYFURT:
C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.

H

HATMİ:
Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.

HAVUÇ:
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard’ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir.

Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi. .

HURMA
Kalbimizin yeni dostu bulundu: “Hurma”
Bugüne dek kalp ve damar hastalıklarından korunmada elmanın sihirli gücü biliniyordu. İsrailli bilimadamları kalbin gerçek dostunun hurma olduğunu kanıtladı.
İsrailli bilim adamları, hurmanın, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için önerilen elmadan daha etkili olduğunu açıkladılar.
İsrail’de yapılan bir araştırmada, elma ve hurmanın yararları karşılaştırıldı. Hurmanın lif, mineral ve fenol açısından zengin olduğunu söyleyen bilim adamları, elmada daha fazla bakır ve çinko bulunduğunu, buna karşılık hurmada sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demir miktarlarının elmadan iki kat fazla olduğunu belirttiler. Bilim adamları, düzenli yenilmesi halinde kalp ve damar hastalıkları riskini azaltan bu meyvelerin içindeki yararlı maddelerin daha çok kabuklarında bulunduğunu kaydettiler.

I

ISIRGAN:
Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür.

ISPANAK:
Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze.
Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.

İNCİR:
Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.

K

KARANFİL:
Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.

KEKİK:
Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.

KIRMIZI BİBER
Bulaşıcı hastalıklara karşı etkili. Vücudun özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı olan direncini artırıyor. Portakaldan daha fazla miktarda C vitamini içeren bu sebze, aynı zamanda içerdiği beta karotin ile bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.
100 gram kuru kırmızı biberin 318 kalori enerji verdiğini, 148 miligram kalsiyum, 76 miligram C vitamini (taze biberde 340 miligram), 8,1 gram su, 2 bin 14 miligram potasyum, 41 bin 610 IU A vitamini, 12 gram protein, 293 miligram fosfor, 15 miligram B3 vitamini, 17,3 gram yağ, 152 miligram magnezyum, 2 miligram B2 vitamini, 56,6 gram karbonhidrat, 30 miligram sodyum, 1 miligram B1 vitamini, 24,9 gram lif, 8 miligram demir yanında acılık ve renk maddesi gibi organik bileşikler içerdiğini vurguladı.

Beslenmede çok büyük öneme sahip kırmızı biberin, bir o kadar da insan sağlığında aranılan bir materyal olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Tuncer, şöyle devam etti: ”Kırmızı biber mide suyu ve tükürük oluşumunu artırır, sindirimi kolaylaştırır, romatizma, mafsal ve diş ağrılarını azaltır, krampları giderir, kolera ve gut hastalıkları başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelir. Kanser riskini azaltır ve kanser tedavisinde kullanılır. Terlemeyi artırır, serinlik verir (sıcak iklimlerde kullanılmasının nedenlerinden birisi budur), öksürük ve boğaz ağrılarını gidermede (gargara olarak) kullanılır, sinir hastalıkları için doğal yatıştırıcıdır, vücuttaki aşırı yağ ve kolesterol birikiminin önlenmesini sağlar.
Antibakteriyel etkisi ile hastalıkların önlenmesinde de etkili olan kırmızı biber ülkemizde ağırlıklı olarak Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere Güney ve Güneydoğu illerinde fazlaca tüketilir. Bu bölgenin kırmızı biberleri acı tiplerdir. Kırmızı biber kuzeyde ise en çok Bursa ve Bilecik’te üretilmektedir. Bu biberler ise genellikle tatlıdır.”

KINAKINA:
Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.

KİRAZ
Aspirin yerine kiraz

Kiraz yemek ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili oluyor. Michigan eyaletinde yaşayanlar, bu yörede çok yetiştiğinden, bol bol kiraz yiyorlar. Kimileri bu meyvenin gut ve mafsal iltihabından kaynaklanan ağrılara birebir olduğunu ileri sürüyor.

Michigan Eyalet Üniversitesi’nden Muraleedharan Nair kirazda bulunan ve ”antosiyanin” olarak bilinen kırmızı renkteki kimyasalların bu etkiyi yaratabileceğine dikkat çekiyor.

Nair ve ekibi genelde uygulanana deneylerden yararlanarak söz konusu belişimlerin aspirin ve ibuprofen gibi ağrı kesicilerde bulunan enzimleri içerip içermediğini araştırdı. Ardından kimyasalların serbest radikallerin zararlı etkilerini yok edici özelliklerini inceleyerek bunları vitaminlerle karşılaştırdı. Sonuçta, 20 kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu görüldü. Kirazda bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yarattığına da tanık olundu. Nair’e göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla özdeş etki yaratıyor. Nair kirazdaki antosiyaninin tablete dönüştürülmesine çalışıyor.

KİVİ:
Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.

KUŞBURNU:
Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

KUŞKONMAZ
Hazımsızlığa karşı etkili. Antitoksit maddeler içeren bu sebze böbreği toksinlerden arıtıyor ve besinlerin hazmedilmesini kolaylaştırıyor.

L
LAHANA:
Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır.
Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.
M

MAYDANOZ:
Salata ve yemeklerin süsü maydanozun nerdeyse deva olmadığı dert yok gibi.. A ve C vitamini ile demir, kükürt, fosfos ve mangan elementleri deposu olan maydanoz sindirimi kolaylaştırıyor, böbrek taşlarını düşürüyor, görme gücünü ve anne sütünü artırıyor.
Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir ve taşları düşürüyor , kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur. Yatmadan evvel yenildiğinde sabahları tatlı bir nefesle uyanmamızı sağlar. Anne sütünü artırır. Vücuttaki zehirli maddeleri dışarı atar. Görme gücünü artıyor, kaynatılıp içiildiğinde ve cilde bu suyla pansuman yapıldığında sivilcelere iyi geliyor. Kaynatılan maydanozun suyu gözlere pansuman yapıldığında gözdeki iltihaplanmaları önlüyor ve yanmayı geçiriyor. Kaynatılıp sirke ile saçlar yıkandığında saçların uzaması ve kuvvetlenmesini sağlıyor..

MANTAR
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Özellikle Çinliler’in ilaç niyetine yedikleri bu sebze, bünyeyi hastalıklara karşı koruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

MARUL
Kemik erimesine karşı etkili. Sütten bile daha fazla kalsiyum içeren bu sebze, kemikleri güçlendirmesi açısından bir numara. 100 gramında, küçük bir bardak sütün içinde bulunan kalsiyumdan daha fazlasına sahip. Bu miktar günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine tekabül ediyor.

MELEKOTU:
Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu dövülüp başa sürülecek olursa bitleri öldürür. Astım nöbetlerine faydalıdır.

MEYANKÖKÜ:
Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür.

MISIR:
Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.

MUZ:
Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler.

N
NAR: Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.

NOHUT:
Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.

O
ÖKSEOTU:
Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.

P

PATATES:
Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı önler. Yorgunluğa karşı birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein içerir.
Halsizliğe karşı etkili. Vücuda enerji veren madde olan karbonhidrat içeren patates, C ve E vitaminleri ve beta karotin açısından en zengini. 100 gram patateste 80 kalori, 2 gram protein, 17 mg karbonhidrat, 7 mg kalsiyum, 53 mg fosfor, 20 mg C vitamini var. Yılın hiçbir zamanı bulmakta da güçlük çekmezsiniz.
Her zaman söylenir, bir kez daha söylense sorun olmaz; patatesin besin değerinin büyük kısmı kabuğunda olduğundan soymak yerine özel bıçağı ile kazımak daha iyidir. Yine kabukları soyularak pişirilen patates C vitaminin yüzde 25’ini kaybediyor. Bu nedenle patatesi fırında kabuğuyla veya buharda ya da az suda pişirmek gerek.

PIRASA:
İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.

PORTAKAL:
Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor.
Kilo almaya engel olur. Kandaki kolestorolü düşürür.Vucüdun C vitamini, potasyum, protein, B ve E vitaminleri ile kalp hastalıkları ve antikanserojen maddeler ile kanser riskini azaltıyor, kolestorolü düşürüyor

R

S

SALATALIK:
Salatalığın kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler. Salatalık kabızlığı önler, böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır.

Kalp hastalıkları ve enfeksiyonlara karşı etkili. Kükürt içeriyor ve bu madde vücudun enfeksiyonlara karşı dayanıklılığını artırdığı gibi, kolestrolü de düşürüyor.

SALEP:
Öksürük ve bronşite faydalıdır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Zihni çalıştırma gücünü arttırır.

SOĞAN VE SARIMSAK:
Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor.
Kalbe ve alerjik hastalıklara karşı etkili. Soğan içerdiği kimyasal maddelerle kalbimizi güçlendiriyor ve alerjik reaksiyonları engelliyor. Newcastle’da yapılan araştırmalar, düzenli bir şekilde soğan yiyenlerin damarlarının tıkanma riskinin azaldığını gösteriyor.

SOYA:
Uzun yaşamak isteyen herkes mutlaka soya tüketmelidir. Soya, içerisinde östrojen hormonuna benzer işlev gören ve bu hormonun etkilerini sulandıran bir madde içerir ve buda kadın bünyesi için son derece yararlıdır. Çünkü, hücre yenilenmesini hızlandıran östrojen hormonunun aşırı üretimi, göğüs, rahim ve boyun kanserine yakalanma riskini çok arttırır.

T

TARÇIN:
Ruhi sıkıntıları giderir. Sürmenajda faydalıdır. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar, hazmı kolaylaştırır.

TERE:
İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler, öksürük söktürür. İdrar söktürür, böbrekleri ve idrar yollarını temizler.
Kanser, anemi ve lif hastalıklarına karşı etkili. Tere kanserle savaşan sebzelerin arasında olduğu gibi aynı zamanda en fazla kalsiyum, demir ve folik asit içerenlerin başında geeliyor. Tere gibi yeşil sebzeler yiyen kadınların, life ilişkin hastalıklara yakalanma riskleri daha az.

TON BALIĞI:
Çok yağlı olmasına rağmen Omega-3 adlı önemli bir yağ asiti içerir. Bu madde, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı ve şiddetli migren ağrılarına iyi gelir. Ayrıca cilt kuruluğunu ve egzamayı tedavi eder. Ancak taze olarak yenmelidir. Konserve olarak satılan ton balığı yüksek D vitaminin içermekle birlikte Omega-3 yağ asitinden yoksundur.

TURP:
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

V
VİŞNE:
İshali keser. Ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.

Y

YENİBAHAR:
Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir.

YOĞURT:
Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta barınanları, sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bu bakteriler, enfeksiyonların ve bulaşıcı bir hastalık geçirirken almak zorunda kaldığımız antibiyotiklerin saldırısına uğrayabilir. Bu da sindirim sistemini harap eder. Yoğurt bu sorunu çözer, azalan bakteri miktarını normal seviyesine getirir ve enfeksiyonları hem önler, hem de onlarla mücadele eder. Bağışıklık sistemini de canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.

YULAF:
Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. Kandaki şeker miktarını azaltır.

YERALMASI:
Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini arttırır. Kabızlığı giderir.


Z

ZENCEFİL:
İştah açar. Kusmayı önler. Bağırsak bozukluklarını giderir.

ZEYTİN:
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.

Yorum Yapın

Biruni ( 25.06.972)- (14.07.1050)

Biruni hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Yunan ve Hint tıbbını incelemiş, Sultan Mes’ud’un gözünü tedavi etmişti. Otların hangisinin hangi derde deva ve şifa olduğunu çok iyi bilirdi. Eczacılıkla doktorluğun sınırlarını çizmiş, ilaçların yan etkilerinden bahsetmiştir. Bîrûnî, Cebir, Geometri ve Coğrafya konularında bile o konuyla ilgili bir âyet zikretmiş, âyette bahsi geçen konunun yorumlarını yapmış, ilimle dini birleştirmiş, fennî ilimlerle ilahî bilgilere daha iyi nüfuz edileceğini söylemiş, ilim öğrenmekten kastın hakkı ve hakikatı bulmak olduğunu dile getirmiş ve “Anlattıklarım arasında gerçek dışı olanlar varsa Allah’a tevbe ederim. Razı olacağı şeylere sarılmak hususunda Allah’tan yardım dilerim. Bâtıl Şeylerden korunmak için de Allah’tan hidayet isterim. İyilik O’nun elindedir!” demiştir.HayatıYaşadığı çağa damgasını vurup ” Biruni Asrı” denmesine sebepolan zekâ harikası bilginimiz.973 yılında Harizm’in merkezi Kâs’ta doğdu. Esas adı Ebû Reyhan b. Mu-hammed’dir. Küçük yaşta babasını kay-betti. Annesi onu zor şartlarda, odunsatarak büyüttü. Daha çocuk yaştaaraştırmacı bir ruha sahipti. Birçok ko-nuyu öğrenmek için çılgınca hırs göste-riyordu. Tahsil çağına girdiğinde Hâ-rizmşahların himayesine alındı ve saray terbiyesiyle yetişmesine özen gösterildi. Bu aileden bilhassa Mansur, Bîrû-nî’nin en iyi bir eğitim alması için herimkânı sağladı.(1)Bu arada İbn-i Irak ve Abdüssamed b. Hakîm’den de dersler alan bilginimizin öğrenimi uzun sürmedi, daha çok özel çabalarıyla kendisini yetiştirdi.Araştırmacı ruhu, öğrenme hırsı ve sön-meyen azmiyle birleşince 17 yaşındaeser vermeye başladı.Fakat Me’mûnîlerin Kâs’ı alıp Hârizmşahları tarihten silmeleriyle Bîrûnî’nin huzuru kaçtı, sıkıntılar başladı veKâs’ı terketmek zorunda kaldı. (2) An-cak iki yıl sonra tekrar döndüğünde ün-lü bilgin Ebü’l-Vefâ ile buluşup rasat ça-lışmaları yaptı.Daha sonra hükümdar Ebü’l-Abbas,sarayında Bîrûnî’ye bir daire tahsisedip, müşavir ve vezir olarak görevlen-dirdi. Bu durum, hükümdarların ilme duydukları derin saygının göstergesi,bilginimizin de devlet başkanları yanın-daki yüksek itibarının belgesiydi. (3)Gazneli Mahmud Hindistan’ı alınca hocalarıyla Bîrûnî’yi de oraya götürdü.Zira onun yanında da itibarı çok yük-sekti. ” Bîrûnî, sarayımızın en değerli hazinesidir’ derdi. (4) Bu yüzden ted-birli hünkâr, liyakatını bildiği Bîrûnî’yiHazine Genel Müdürlüğü’ne tayin etti.O da orada Hint dil ve kültürünü bütü-nüyle inceledi. Üstün dehasıyla kısa sü-rede Hintli bilginler üzerinde şaşkınlıkve hayranlık uyandırdı. Kendisine sağ-lanan siyasî ve ilmî araştırmalarına de-vam etti. Bir devre adını veren, çağınıaşan ilmî hayatının zirvesine erişti. Sul-tan Mes’ud, kendisine ithaf ettiği Ka-nun-u Mes’ûdî adlı eseri için Bîrûnî’yebir fil yükü gümüş para vermişse de o,bu hediyeyi almadı. (5) Son eseri olanKitabü’s-Saydele fi’t Tıb’bı yazdığında80 yaşını geçmişti. Üstad diye saygıylayâd edilen yalnız İslâm âleminin değil,tüm dünyada çağının en büyük bilginiolan Bîrûnî, 1051 yılında Gazne’de hayata gözlerini yumdu. Ruhu şâd, ma-kamı cennet olsun. Âmin.ŞAHSİYETİ:Bîrûnî, ” Elinden kalemdüşmeyen, gözü kitaptan ayrılmayan,iman dolu kalbi tefekkürden dûr olma-yan, benzeri her asırda görülmeyen bil-ginler bilgini bir dâhiydi. Arapça, Farsça, Ibrânîce, Rumca, Süryânice, Yunan-ca ve Çinçe gibi daha birçok lisan bili-yordu. Matematik, Astronomi Geomet-ri, Fizik, Kimya, Tıp, Eczacılık, TarihCoğrafya, Filoloji, Etnoloji, Jeoloji, Din-ler ve Mezhepler Tarihi gibi 30 kadarilim dalında çalışmalar yaptı, eserlerverdi. (4) Onun tabiat ilimleriyle yakından ilgi-lenmesi, Allah’ın kevnî âyetlerini anla-mak, kâinatın yapı ve düzeninden Al-lah’a ulaşmak, O’nu yüceltmek gâyesi-ne yönelikti. Eserlerinde çok defa Kur ân âyetlerine başvurur, onların çeşitli ilimler açısından yorumlanmasınıamaçlardı. Kurân’ın belâğat ve i’cazı-na olan hayranlığını her vesileyle dilegetirdi.İlmî kaynaklara dayanma, deney vetecrübeyle ispat etme şartını ilk defa oileri sürdü. İbn-i Sinâ’yla yaptığı karşı- ;lıklı yazışmalarındaki ilmî metod ve yo-rumları, günümüzde yazılmış gibi taze-liğini halen korumaktadır.Tahkîk ve Kanûn-ı Mes’ûdî adlı eserleriyle trigonometri konusunda bugünküilmî seviyeye tâ o günden,ulaştıgı açık-ça görülür. Bu eser astronomi alanındazengin ve ciddî bir araştırma âbidesiolarak tarihe mal olmuştur. İlmiyle dinehizmetten mutluluk duymaktadır. Gaz-ne’de kıbleyi tam olarak tespit etmesive kıblenin tayini için geliştirdiği mate-matik yöntemi dolayısıyla kıyamet günüRabb’inden sevap ummaktadır.Ayın, güneşin ve dünyanın hareketle-ri, güneş tutulması anında ulaşan hadi-seler üzerine verdiği bilgi ve yaptığı ra-satlarda, çağdaş tespitlere uygun neti-celer elde etti. Bu çalışmalarıyla yer öl-çüsü ilminin temellerini sekiz asır önceattı. Israrlı çabaları sonunda yerin çapı-nı ölçmeyi başardı. Dünyanın çapınınölçülmesiyle ilgili görüşü, günümüz ma-tematik ölçülerine tıpatıp uymaktadır.Avrupa’da buna BÎRÛNI KURALI den-mektedir.Newton ve Fransız Piscard yaptıklarıhesaplama sonucu ekvatoru 25.000 mil olarak bulmuşlardır. Halbuki bu öl-çüyü Bîrûnî, onlardan tam 700 yıl öncePakistan’da bulmuştu. O çağda Batılı-lardan ne kadar da ilerideymişiz.(6)Biruni, hastalıkları tedavi konusundadeğerli bir uzmandı. Yunan ve Hint tıbbını incelemiş, Sultan Mes’ud’un gözü-nü tedavi etmişti. Otların hangisininhangi derde deva ve şifa olduğunu çokiyi bilirdi. Eczacılıkla doktorluğun sınır-larını çizmiş, ilaçların yan etkilerindenbahsetmiştir.Daha o çağda Ümit Burnu’nun varlı-ğından söz etmiş, Kuzey Asya ve Ku-zey Avrupa’dan geniş bilgiler vermişti.Christof Coloumb’dan beş asır önce Amerika kıtasından, Japonya’nın varlı-ğından ilk defa sözeden O’dur. Dünyanın yuvarlak ve dönmekte olduğunu,yerçekimin varlığını Newton’dan asır-larca önce ortaya koydu.Henüz çağımızda sözü edilebilen karaların kuzeye doğru kayma fikrini 9.5asır önce dile getirdi. Botanikle ilgilendi, geometriyi botaniğe uyguladı. Bitki ve hayvanlarda üreme konularına eğil-di. Kuşlarla ilgili çok orjinal tespitler yaptı. Tarihle ilgilendi. Gazneli Mah-mud, Sebüktekin ve Harzem’in tarihleri-ni yazdı.Bîrûnî, ayrıca dinler tarihi konusunaeğildi, ona birçok yenilik getirdi. Çağından dokuz asır sonra ancak ayrı birilim haline;gelebilen Mukayeseli DinlerTarihi, kurucusu sayılan Bîrûnî’ye çokşey borçludur.Bîrûnî, felsefeyle de ilgilendi. Ama felsefenin dumanlı havasında boğulupkalmadı. Meseleleri doğrudan Allah’a dayandırdı. Tabiat olaylarından söze-derken, onlardaki hikmetin sahibinigösterdi. Eşyaya ve cisimlere takılıpkalmadı.Bîrûnî, Cebir, Geometri ve Cografyakonularında bile o konuyla ilgili birâyet zikretmiş, âyette bahsi geçen ko-nunun yorumlarını yapmış, ilimle dinibirleştirmiş, fennî ilimlerle ilahî bilgileredaha iyi nüfuz edileceğini söylemiş,ilim öğrenmekten kastın hakkı ve haki-katı bulmak olduğunu dile getirmiş ve”Anlattıklarım arasında gerçekdışı olanlar varsa Allah’a tevbeederim. Razı olacağı şeylere sa-rılmak hususunda Allah’tan yar-dım dilerim. Bâtıl şeylerden ko-runmak için,de Allah’tan hida-yet isterim. İyilik O’nun elinde-dir!” demiştir.Eserleri halen Batı bilim dünyasındakaynak eser olarak kullanılmaktadır.Türk Tarih Kurumu 68. sayısını Bîrû-nî’ye Armağan adıyla bilginimize tah-sis etti.Dünyanın çeşitli ülkelerinde Bîrûnî’yianmak için sempozyumlar, kongrelerdüzenlendi, pullar bastırıldı. UNESCO’nun 25 dilde çıkardığı Conrier Dergisi 1974 Haziran sayısını Bîrûnî’ye ayırdı. Kapak fotoğrafının altına,”1000 yıl önce Orta Asya’da yaşayanevrensel dehâ Bîrûnî; Asrtonom, Tarih-çi, Botanikçi, Eczacılık uzmanı Jeolog,Şair, Mütefekkir, Matematikçi, Coğraf-yacı ve Hümanist” diye yazılarak tanı-tıldı.Eserleri;Biruni, toplam 180 kadar Eser kaleme aldı. En meşhurları şunlardır:1. EI-Asâr’il-Bâkiye an’il-Kurûni’I-Hâli-ye: (Boş geçen asırlardan kalan eser-ler.)2. EI-Kanûn’ül-Mes’ûdî; En büyük ese-ridir. Astronomiden coğrafyaya kadarbirçok konuda yenilik, keşif ve buluşları içine alır.3. Kitab’üt-Tahkîk Mâ li’I-Hind: HindTarihi, dini, ilmi ve coğrafyası hakkın=da geniş bilgi verir.4. Tahdîd’ü Nihâyeti’l-Emâkin li Tas-hîh-i Mesâfet’il-Mesâkin: Meskenler ara-sındaki mesafeyi düzeltmek için mekân-ların sonunu sınırlama. Bu eseriyle Bîrû-nî, yepyeni bir ilim dalı olan Jeodezi’nintemelini atmış, ilk harcını koymuştu.5. Kitabü’I-Cemâhir fî Ma’rifet-i Cevâ-hir: Cevherlerin bilinmesine dair kitap.6. Kitabü’t-Tefhim fî Evâili Sıbaâti’t-Tencim: Yıldızlar İlmine Giriş.7: Kitâbü’s-Saydele fî Tıp: EczacılıkKitabı. İlaçların, şifalı otların adlarınıaltı dildeki karşılıklarıyla yazmış.Bu yazı Eğitim Bilim Dergisi Ocak 2000sayısından alınmıştır.
KAYNAKLAR1. Zeki Velidi Togan, İbn-i Fadlan,s.10/TDV Ansiklopedisi, c.6, s.207-2082. şifat eI-Mâ’mure alel Bîrûnî, s.593 İslâm Alimleri Ansiklopedisi. c.4,, s.594. Şaban Döğen, Müslüman İÎim Oncüleri,s.50-535. Şaban Dögen, a.g.e./s.49.6. Islâm Ansiklopedisi, c.2, s.635

Yorum Yapın